Kral James ve Erdoğan ikilemi !

Bugün Erdoğan tarafından söylenen güncelleme , Atatürk tarafından başlatılan İslami tam anlama sürecini sonlandırarak Emevi İslamını yeniden hortlatmaya yönelik olabilir.

Son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan bir çağrı var O da “ İslam güncellenmeli. Çağa göre ,Kuran hükümleri çerçevesinde “ dedi. Bu çıkış sosyal medya ve basında çokça yer aldı. Plan başka tabi.

Hep söylerim .Bu İngiliz İslamcılarından cacık olmaz. Tarihe not düşelim .. Hangi isimler din güncellemesine gitmiş. İngilizlerin Kralı James bu konuda en meşhurudur.

İngiltere Kralı JAMES …

İskoçya Kraliçesi Mary Stuart‘ın oğludur. Annesinin tahttan çekilmesi üzerine 13 aylıkken kral oldu. 13 yaşına geldiğinde hükümetin denetimini üstlendi ve ilk parlamentosunu açtı. 15 yaşında merkeze bağlı bir yönetim kurdu, devletin kilise üzerindeki otoritesini sağlamlaştırdı. James, İngiltere tahtının da Edinburg’tan ayrılarak Londra’ya geldi, Kraliçe I. Elizabeth‘ ten sonra İngiltere tahtına çıktı (1603). İngiltere-İspanya Savaşı’na son verdi, Anglikan Kilisesi’nde bir dizi reform yaptı, İncil ’i İngilizceye çevirtti. Parlamento’ya ve krala yönelik Barut Suikastı (1605) kralla Parlamento’nun uzlaşmasını sağladı. Ancak, daha sonradan üç kez Parlamento’yu dağıttı.

Bakalım daha kimler var. Yakın tarih bilgisi çok iyi olmalı. Eminim bu yazdıklarımın birçoğunu ilk defa okuyorsunuz.

Türk Moğol İmparatoru Ekber Şah …

Dinler Arası Diyalog faaliyetlerinin benzerini  Ekber şah da yapmıştı. Ekber Şah, ülke topraklarını adım adım genişleterek, Hindistan’ı tek bir merkezi idare altında toplamayı başaran ilk hükümdardır. O, iyi bir savaşçı olduğu kadar iyi bir ıslahatçıydı. Vergi konulması ve tahsili, idari teşkilat ve ordu sistemi gibi konularda çok önemli yenilikler getirmiştir.

Ekber, 1575’te Fetihpur Sikri’de büyük bir divanhane inşa ettirdi ve ibadethane adı verilen bu binada  saray mensuplarını, Müslüman âlim, edîb ve mutasavvıflarla Mecusi, Hindu, Budist ve Hıristiyan bilginlerini toplayarak dini konularda tartışmalar yaptırmaya başladı.

Hükümdar Ekber’in  ilmi tartışma meclislerinde yavaş yavaş şu görüş hâkim olmaya başlamıştı: İslâm dini , Babürlüler gibi uygar bir millete ve gelişen çağa uygun değildi.. Buna mukabil tenâsüh (ruh göçü) inancı yaygınlaşmıştı. Kısaca Hindistan topraklarında yer alan tüm dinleri neredeyse tasfiye etmişti. Tarihte kendisinin Türk hükümdarı olarak GÖK TANRI inancına hakim olduğu belirtilir. Ve nihayet 1582 yılında Ekber Şah, bütün eyalet valilerinin önünde “Din-i İlahi” (Tanrısal Din) diye bir şey kurduğunu resmen ilan etti. Yeni dini şöyle savunuyorlardı: “Hak, doğruluk gibi evrensel gerçekler yalnız ve sadece bir dinde bulunmaz. Bunlar her din ve millette bulunur. O halde her dinde hak ve gerçek olan ne varsa alınmalı, bunlardan, hepsini bir araya toplayan tek bir din meydana getirilmeli, bütün insanlar da ona çağrılmalıdır. Böylece milletler ve dinler arası anlaşmazlıklar son bulacaktır. İşte insanları bir araya toplayacak olan ?Din-i İlahi’ budur.” Bu söylemlerin hiçbir yerinde bir yanlışlık yok .

Dinleri incelemek için kırk kişilik bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyon, bütün din ve milletleri hoşgörüyle, hattâ saygıyla incelemiş ve sonuç olarak… “La ilahe illallah, Ekber halifetullah (Allah’tan başka tanrı yoktur ve Ekber O’nun vekilidir.)” sözünü bu yeni dinin şehadet kelimesi yapmışlardır. Bu Tanrısal Din’e girenler “teşile” adını alırdı ki bunun Hintçe’de manası “mürid ve tabi” demekti.  Dikkat çekici şekilde bir güncelleme yapmıştır. Kral James`in Ekber Şah`tan etkilenmemiş olması imkansızdır. Kendisi İngiltere tahtına yaklaşık olarak 30 yıl sonra geçmiştir. O da bir nevi tüm mezhepleri kaldırarak din güncellemesi yapmıştır. Bu tür örnek yine İngiltere tarihinde mevcuttur. Mesela ; 1 Kasım 1290’da İngiltere Kralı Edward-I krallığında yaşayan tüm Yahudilerin ya Hıristiyan olmasını, ya da derhal ülkeyi terk etmesini emretmişti. Bu bir nevi din güncellemesidir.

Albert Pike

Bu tür güncellemelerin işaretine yine İngiltere – İskoçya eksenli Yahudi – Mason tariklerinde rastlayabiliyoruz. Ve bu süreçte özellikle son yüz elli yılı aşkın süredir uygulanan plana göre süreç işletiliyor.

Tarihe Albert Pike tarafından Mazzini`ye yazılan mektup olarak geçen bu mektupta dinlerin tamamen ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Albert Pike adlı mason üstadının 1871’de yazmış olduğu gizemli bir mektup, dünya savaşları hakkında çok ilginç bilgiler içeriyordu. 1809 yılında Boston- Massachusetts’de doğdu. Albert Pike 1850’li yıllarda Masonluk müessesesine katılmıştı. Müessese içerisinde büyük fayda ve yararlılıklar göstermiş olacak ki, bundan tam 9 sene sonra 1859 yılında Albert Pike’nin Mason Üstadı olur.

Albert Pike’nin Morals and Dogma adlı kitabıyla aynı yılda, 1871 yılında kendisi gibi bir başka Mason üstadı Giuseppe Mazzini’ye yazdığı iddia edilen mektup, 1950’li yıllarda William Guy Car adlı eski bir İngiliz istihbarat subayı tarafından British Museum’da bulunmuştur. William Guy Car bu mektubu Quoted in Satan: Prince of This World adlı eserinde yayınlamıştır.

Mektupta Albert Pike’nin yazdığı iddia edilen bilgiler gerçekten insanı hayrete düşürüyor. Buna göre Pike mektupta aynen şu satırları yazmıştı: İlluminati’nin amacına ulaşması için öncelikle bir dünya savaşı çıkarmalıyız. Bu sebeple Rusya’da Çar’ı(Çarlığı) zayıflatıp, ateizmi ve Komünizmi hakim kılmalıyız. Ajanlarımız vasıtasıyla Britanya İmparatorluğu ve Alman İmparatorluğu arasında gerginliği körükleyerek savaşa zemin hazırlamalıyız. Ve I. Dünya Savaşı sonrası, Komünist düzeni iyice inşa etmeliyiz ki, tüm hükûmetleri yıkabilelim ve tüm dini düzenleri zayıflatabilelim

Ardından II. Dünya Savaşı’nı çıkarmalıyız ve bunu gerçekleştirmemiz için; Faşistler ve Siyonistler arasında savaşla sonuçlanacak bir gerginlik oluşturmalıyız. İsimleri Nazi olacak olan Faşistleri, savaş sonunda yok etmeli ve savaş sonrası Filistin’de İsrail devletini kurmalıyız. İkinci Dünya Savaşı sürecinde Uluslararası Komünizm mutlaka Hristiyanlığı dengeleyecek bir güce ulaştırılmalı. Toplumlara ölçülü bir şekilde Son Çöküşü yaşatacağımız zamana kadar bu denge bizim için gereklidir.

Üçüncü Dünya Savaşı Kehaneti

Üçüncü Dünya Savaşı’nı çıkarmamız için; İslam Aleminin liderleri ve Siyonistler arasında ajanlarımız vasıtasıyla, ayrı düştükleri konular üzerinden gerginlik çıkarmalıyız. Ve bu savaş, Müslüman Arap Dünyası ve İsrail Devleti’nin birbirlerini yok edecekleri şekilde dizayn edilmeli. Ve bu hengame içinde diğer milletleri bu konuda, fiziksel, ahlaki, ruhsal ve ekonomik olarak çökmeleri için mücadeleye zorlamalıyız. Nihilistlerin ve Ateistlerin önlerini açmalıyız ve müthiş bir sosyal çöküş provoke etmeliyiz ki böylece bu kanlı kargaşa ve vahşetin doğurduğu korku içinde mutlak ateizm etkisi ortaya çıksın.

Albert Pike’nin 1871 yılında yazdığı söylenen mektup gerçekten I. ve II. Dünya Savaşlarını tasvir ve tavsif etmektedir. Fakat William Guy Car tarafından kütüphanede bulunarak kopya edildiği söylenen bu mektubun, orijinal nüshalarının bulunması şarttır. Orijinal belgeyi görmeden, William Guy Car’ın söylemiş olduğu iddiaları ciddiye alabilmemiz mümkün değildir. Bize kalan tek seçenek burada Siyon – İngiliz planının tek dünya krallığı retoriği çerçevesinde İngiliz kraliyet mensupları tarafından çok iyi ve planlı bir şekilde götürüldüğü sürecidir. Kaldı ki mektupta yer alan birinci ve ikinci maddeler dünya üzerinde sadece İngiltere için avantaj getirmiştir. O halde İngiliz planı net olarak işlemektedir.

Örnekler çoğaltılabilir. Bu örneklere Mustafa Kemal Atatürk tarafından tercüme ettirilen Kuran mealini ekleyebiliriz. Bugün Erdoğan tarafından söylenen güncelleme , Atatürk tarafından başlatılan İslami tam anlama sürecini sonlandırarak Emevi İslamını yeniden hortlatmaya yönelik olabilir. Bizzat Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı sürecinde verilmiş olan bir beyanda “ MUHAMMEDİ HALİFELİK”  demiştir. Bugün ortaya atılan güncellemenin temeli budur. Halifeliğin tekrar gündeme getirilmesi bizzat İngiliz planıdır. İngilizler halifeliği kaldırdığı için Mustafa Kemal Atatürk` e Hindistandan suikastçılar göndermişlerdir. Bunlar yakalanarak idam edilmiştir. Erdoğan “ Reform veya güncelleme “ derken İngiliz planı ve İngiliz İslamını işaret etmektedir. Bugün Ortadoğu coğrafyasında hüküm süren İslam İngiliz İslamı olup , İbrahimi millet ve RABİA işaretleri bu sürecin parçasıdır. Siyon projesidir.

Süreç Suriye iç savaşı öncesi RABITA – Mardin kongresi ile başlamış ve halen devam etmektedir. Abdullah Gül tarafından 2003 yılında İKÖ – Tahran konferansında yapılan “İslam ülkelerinde reformu çağrısı “ bugün tüm İslam ülkelerinde kanlı süreçlerin kapısını açmıştır. Bu kafalar ülkeleri bile din ekseninde ayırmaktadır.

Gül  “ El Kaide Akdenize indi “ demiştir. Yine Gül tarafından verilen beyanatta “ Avrupa yıllarca mezhep savaşları süreci yaşamıştır. İslam ülkeleri bu süreci henüz yaşamadı” diyerek uzun bir kaos sürecinin Exeter diplomalı elemanı olduğunu açık etmiştir.

Bugün Erdoğan farklı bir şey söylememektedir.  Osmanlı saltanat naipliği İngiliz kraliyet ailesinde olup , halifelik meclisin ukdesindedir. Halifelik yeniden geldiği takdirde İngiliz İslamını bizlere Muhammedi hilafet diye yutturmamaları için bir sorun yoktur.1919 süreci 2019 yılına doğru hızla devam etmektedir. Aynı süreçler yaşanmaktadır. Ortada Varlık fonu adı altında Duyun-u Umumiye süreci tesis edilmiştir. Anlı ,şanlı Türk iş adamları diye bildiklerimiz paralarını İngiltere bankalarına kaçırarak birçoğu bu ülkenin vatandaşı olmuştur . Hepsi kraliçenin şefkatli kollarına teslim olmuşlardır.

Neo – Osmanlıcılık ya da İslam güncellemesi aynı sonuçları oluşturur.  Bu süreçleri çok iyi anlayabilmek için .. FETÖ örgütü tarafından  başlatılan dinler arası diyaloğun en büyük destekçisi AKP ve Erdoğan olup , Vatikan ziyaretine giderken kendisinin “İslam dünyasının lideri olarak “ bu ziyareti gerçekleştirdiği beyanı mevcuttur. İslam ve Katolik dünyası görüşmesi sonrası bu güncelleme safsatasının ortaya atılması dikkat çekicidir. Vatikan güncelleme yapın demiş olabilir. Uygulama zemin arayışları bize hep aynı adresi gösteriyor.

RABITA – Uğur Mumcu`dan sonra…  Atatürk`ün yasaklanan kitabı ve son kitabım olan  YAHUDA – Atatürk ve Cumhuriyete kuşatma kitaplarımı peşpeşe okumanızı tavsiye ediyorum.

Atabey | Hüseyin Hakkı Kahveciden Tarihe ve Geleceğe Yön Veren Kitaplar
Atabey | Hüseyin Hakkı Kahveciden Tarihe ve Geleceğe Yön Veren Kitaplar

Bahsedilen tüm güncellemeler ve hayatımız içerisinde yaşadıklarımızın tamamı Türk Milletini  hedef almaktadır. Türk milleti silinmek istenmektedir. Güncellemenin arka planını ve tarihsel gerçeğini aktarmış olduk.

Sevgi ve saygıyla kalın

Atabey H.Hakkı Kahveci

www.medyasiyaset.com

Hakkında Hüseyin Hakkı Kahveci

Hüseyin Hakkı Kahveci Gazeteci, Yazar, Stratejist, Siyaset ve Terör Uzmanı olarak Free Lance yani bağımsız gazetecilik alanında faaliyet göstermektedir. 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İlk – Orta ve Lise eğitimini Ankara'da tamamlamış olup 1991 yılında Devlet Bursu ile yurt dışında burslu Tıp eğitimi almıştır. Sonrasında CSU – USA'de İşletme üzerine Üniversite eğitimi sonrasında MD; Master düzeyinde Uluslararası İlişkiler ve Management eğitimi almıştır.

OKUDUNUZ MU?

10 Kasım ve Atatürk

Medya Siyaset Medya Siyaset – Atatürk ve Cumhuriyetten Yana Taraf Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı …