ANKA – RA..
ANA KARA…
ANKARA diyoruz…
Nedeni 19 ‘da saklıdır.
Ankara – Hacı Bayram Veli camii bahçesinde olan Agustus tapınağı..
Yanı Ağustos manasına gelir mi ?
[ Zemheri de Kurt…
Ağustos ta Türk Azar…] Mı?
Üzerinde 19 olan kral Agustus yaşamını bizzat anlattığı kitabede yazanları dikkatle okuyun ..
Atatürk ‘ün Türkiye Cumhuriyetini kurarken yaşadıklarıyla benzeyenleri göreceksiniz. .
Ötesi ikisi de 19 ..
Ötesi ikisi de devlet kurdu..
Büyük Türk Milletinin, büyük meclisi 23 Nisan 1920 ‘de açılmadan önce Hacı Bayram i Veli Camiinde kılınan Cuma Namazı sonrası, Ilk meclise yürüyerek gitmişlerdir.
Hacı Bayram i Veli , Anka – Ra’nın muhafızı ve Mana aleminin önderlerindendir…
1- On dokuz [ 19 ] yaşımda kendi özel kararım ve özel masraflarımla bir ordu kurdum. Bu ordu ile devleti, altında ezilmekte olduğu partinin [ PARTI ] tahakkümünden kurtararak yeniden hürriyetine kavuşturdum. Bunlardan dolayı Senato beni onurlandıran kararlarıyla, C. Pansa ile L. Hirtius’un konsüllükleri zamanında üyeleri arasına kabul etti. Aynı zamanda konsüllük yapmış olanlarla birlikte oy verme hakkını bahşettiği gibi İmperium da verdi. Devletin bir zarara uğramasını önlemek için propraetor sıfatı ile benim de konsüller ile birlikte tedbir almamı emir buyurdu. Aynı yıl her iki konsülde savaşta ölünce halk beni konsül yaptı ve devlete yeniden düzen verecek üç kişiden biri olarak seçti.
2 – Babamı öldürenleri sürgüne gönderdim. Bu suretle kanuna uygun şekilde kurulmuş mahkemeler vasıtasıyla cinayetlerinin intikamını aldım. Sonradan devlete karşı harp açtılarsa da onları savaş meydanında iki defa yendim.
3- Bütün dünya üzerinde, karada ve denizde, iç ve dış savaşlara giriştim. Muzaffer olunca sağ kalan bütün yurttaşlara merhamet gösterdim. Tehlikesizce affedilmesi mümkün olan yabancı milletleri yok etmektense muhafaza etmeyi tercih ettim. Beş yüz bin kadar Romalı yurttaş bana asker yemini ile bağlandılar. Hizmetleri sona erince bunların üç yüz binden biraz fazlasını kolonilere yerleştirdim. Yahut kendi municipiumlarına gönderdim. Hepsine de tarafımdan satın alınmış arazi yahut arazi yerine kendi servetimden para verdim; Üç sıra kürekli gemilerden daha küçük olanları hesaba katılmamak şartıyla altı yüz gemi zapt ettim.
4- İki defa ovatio zafer alayı yaptım, üç kere de curulis zaferi kutladım, yirmi bir defa imparator diye selamlandım. Sonradan Senato’nun şerefime yapılmasına karar verdiği birçok zafer alaylarını kabul etmedim. Aynı suretle her savaşta adadığım. adakları yerine getirirken defne dalından çelenkleri Copitolium’a koydum. Tarafımdan veya himayem altındaki legatlar tarafından karada ve denizlerde kazanılan zaferlerden dolayı Senato elli beş defa ölümsüz tanrılara supplicatio yapılmasına karar verdi. Zafer alaylarında arabamın önünden dokuz kral [ 9 KRAL ] ile kral çocuğu gidiyordu. Bu satırları yazmakta olduğum zaman on üç [ 13 ] defa konsül olmuştum. Tribun’luk yetkimi otuz yedi yıldır [ 37 ] kullanıyordum.
5- M. Marcellus ile L. Arruntius’un konsullükleri zamanında hem yokluğum sırasında, hem de Roma’da bulunduğum vakit halk ve Senato tarafından teklif edilmiş. olmasına rağmen diktatörlüğü kabul etmedim. Son derece büyük bir yiyecek kıtlığında, zahire tedariki ödevini üzerime almaktan çekinmedim. Bunu o kadar başarıyla idare ettim ki birkaç gün içinde harcadığım para ile bütün milleti korkudan ve maruz kaldığı felaketten kurtardım. Aynı zamanda her yıl yenilenmek üzere hayat kaydı şartıyla verilen konsüllük vazifesini kabul etmedim.
6 -M. Vincus ile Q. Lucretius’un ve yine P. ile Cn. Lentulus’un ve üçüncü bir defa Paulus Fabius Maximus ile Q. Tubero’nun konsüllükleri zamanında , Senato ile Roma halkının elbirliğiyle beni en geniş yetkiyle kanunların ve umumi ahlakın koruyucusu olarak seçmeğe karar vermiş olmalarına rağmen, atalarımızın geleneklerine [ TÖRE ] uygun olmayan bir memuriyeti kabulden çekindim.
Senatonun tarafımdan alınmasını dilediği tedbirleri Tribun’luk yetkime dayanarak aldım. Bu yetkimde bana yardım etmek için beş defa Senatodan bir çalışma arkadaşı istedim ve aldım.
7 – Devlete yeniden düzen vermek üzere kurulmuş olan Üçler [ 3 ] ( Atabey – Paşabey- Devletbey ) Meclisi’nin on sene aralıksız üyeliğini yaptım, Bu satırları yazmakta olduğum bugüne kadar tam kırk sene [ 40 ] Princeps Senatus mevkiini işgal ettim. Pontifex , Augur , kutsal ayinlere bakan on beş üyeden biri, dini ziyaretler hazırlayan yedi kişiden [ 7 ] biri,: Arval Biraderler , Titii Sodales ‘ den biri ve fetialis oldum.
8 – Beşinci Konsüllüğümde halktan ve Senatodan aldığım emir üzerine asil zadelerin sayısını artırdım. Üç defa Senato seçimi yaptım . Altıncı konsüllüğümde çalışma arkadaşım M. Agrippa İle bir nüfus sayımı yaptırdım. Kırk bir [41] senelik bir fasıladan sonra lustrum yaptım. Bu lustrum’da dört milyon altmış üç bin Romalı vatandaş sayıldı. İkinci bir defa C. Censorinus ile C. Asinius’un konsullükleri sırasında, konsül yetkisi ile yalnız başıma bir lustrum yaptım. Bu ikinci lustrum’da dört milyon iki yüz otuz üç bin Romalı vatandaş sayıldı; üçüncü bir defa Sex. Pompeius ile Sex. Appuleius’un Konsüllükleri zamanın da, yine konsül yetkisi ile oğlum Tib. Caesar çalışma arkadaşım olduğu halde lustrum yaptım. Bu üçüncü lustrum da dört milyon dokuz yüz otuz yedi bin Romalı. vatandaş sayıldı. Yeni kanunlar, yaparak atalarımın eskiyerek riayet olunmaz hale gelmiş olan birçok geleneklerini [ ATA TÖRE] tekrar ihya ettim. Bizzat kendim bizden sonra gelecekler için taklide değer birçok misaller bıraktım.
9 -Senato sağlığım için konsüller ve rahipler tarafından dört yılda bir adaklar sunulmasına karar verdi. Bu karara uygun olarak ben hayatta iken birçok defalar. bazan en yüksek dört Rahip Derneği tarafından, bazan da konsüller tarafından oyunlar tertip edildi. Bunlardan başka bütün vatandaşlar, özel olarak veya kasaba, kasaba bütün tapınaklarda sağlığım için hiç durmadan kurban kestiler.
10 – Senatonun kararıyla adım Sali’lerin ilâhilerine katıldı. Aynı zamanda bir kanun yapılarak şahsımın kutsi sayılması ve ömrümün sonuna kadar Tribun’luk yetkisini haiz olmam karar altına alındı. Çalışma arkadaşım hayatta iken onun yerine Pontifex Maximus seçilmek istemedim. Halbuki babamın işgal ettiği bu rahiplik mevkiini halk bana veriyordu. Birkaç sene sonra, P. Sulbicius ile C. Valgius’un konsüllükleri sırasında, iç savaşlarda bir fırsat bularak bu mevkie geçmiş olan adam ölünce rahipliği ben kabul ettim. Seçilmem için bütün İtalya’dan gelen kalabalık o kadar büyüktü ki Roma’da bu zamana kadar böyle bir toplantı hiç görülmemişti.
11 – Q. Lucretius ile M. Vinicius’un konsüllükleri zamanında Suriye’den dönünce kutlamak için Senato Porta Capena’da Şeref ve Fazilet Tapınağı yakınında Kader ilâhesine bir sunak inşa edilmesini, Pontifex’lerle Vesta Kızlarının onun üzerinde dönüş günümün yıl dönümlerinde her yıl kurban kesmelerini emretti ve bu güne, ismime izafeten, Augustalia adını verdi.
12 -Aynı zamanda Senato kararıyle praetorlar ve halk tribunlarından bir kısmı, konsül Q, Lucretius’la birlikte ve diğer ileri gelen kimseler Campania’ya kadar beni karşılamağa gönderildiler. Bu şeref o zamana kadar benden başka kimseye nasip olmamıştı.
Tiberius Nero ile P. Quintilus’un konsülleri sırasında, İspanya ve Gallia’dan, bu vilayetlerin işlerini başarı ile bitirdikten sonra dönerken, Senato dönüşümü kutlamak için Campus Martius’da Pax Augusta’ya bir sunak yaptırılması; ve orada Magistrat’ların rahiplerin, Vesta kızlarının her yıl bir kurban kesmeleri için emir verdi.
13 -Atalarımız her ne zaman Roma İmparatorluğu içinde karada ve denizde kazanılan zaferler sonunda sulh teessüs edecek olursa Ianus Quirinus Tapınağı kapılarının kapanmasını dilemişlerdi. Bunların ben doğmadan önce, Roma’nın kuruluşundan beri, yalnız iki defa kapandığı söyleniyordu. Benim başkanlığım esnasında Senato üç defa bu kapıların kapanması için karar çıkardı.
14 -Senato ve Roma halkı şahsıma karşı bir şeref olmak üzere, talihin daha genç yaşta iken elimden aldığı oğullarım Gaius ile Lucius Caesar’ı on beş yaşında iken Konsül yaptı ve beş yıl sonra Magistratlık hayatına girmelerine izin verdi. Senato bundan başka onların Forum’a götürüldükleri günden itibaren resmi müzakerelere iştirak etmelerini karar altına aldı. Aynı zamanda, Roma şövalyelerinin hepsi oğullarıma gümüş kalkanla mızraklar hediye ettiler, onları Principes Iuven-tutis olarak selamladılar.
15-Babamın vasiyetnâmesine uyarak Roma pleblerinden her ferde üç yüz sestert ödedim ve beşinci konsüllüğümde harp ganimetlerinden her şahsa dört yüz sestert verdim. Onuncu konsullüğümde ikinci defa da kendi mirasımdan her şahsa dört yüz sestert tutarında bir ihsan veridim. On birinci konsüllüğümde kendi paramla satın aldığım zahireden on iki defa özel buğday dağıtımı yaptım. Tribun’luk yetkimi aldığımın on ikinci senesi üçüncü defa her şahsa dört yüzer sestert verdim. Bu bağışlarım hiç bir zaman iki yüz elli bin kişiden az kimseye nasip olmadı. Tribun’luk yetkimin on sekizinci [18 ] yılında ve on ikinci konsüllüğümde şehir pleblerinden üç yüz yirmi bin kişiden her birine altmış dinarlık bir meblağ verdim. Beşinci konsüllüğümde harp ganimetlerinden kolonilerde yerleşmiş olan askerlerimin her birine bin sestert dağıtıtım. Zaferimi kutlamak için dağıtılan bu bağışımı kolonilerde aşağı yukarı yüz yirmi bin kişi aldı. On üçüncü konsullüğümde umumi zahire dağıtımından faydalanan pleblerden her ferde altmış dinar verdim. Bunu alanların sayısı iki yüz bin kişiden biraz fazlaydı.
16 -Dördüncü konsüllüğümde (M.Ö.30) ve sonra M. Crassus ile Cn. Lentulus Augur’un konsüllükleri sırasında municipiumlara askerlerime tahsis etmiş olduğum araziye karşılık bir takım meblağlar ödedim. Bu suretle ödenen paranın yekunu İtalya toprakları için takriben altı yüz milyon sestert, eyalet arazisi için iki yüz altmış milyon sestert idi. İtalya’da veya eyaletlerde bu zamana kadar askeri koloniler tesis eden bütün şahıslar içinde yalnız ben ilk defa olarak bu şekilde hareket ettim. Sonradan Ti Nero ile Cn. Piso ve C. Antistius ile D. Laelius, L. Pasienus ile C. Caluisius ve L. Lentulus ile M. Mesella, L. Canius ile Q. Fabricius’un konsüllükleri zamanında. hizmetleri bittikten sonra kendi municipiumlarına gönderdiğim askerlere para mükâfatları verdim. Ve bu maksat uğruna büyük bir cömertlikle hareket ederek hemen hemen dört milyon sestert harcadım.
17-Dört defa devlet hazinesine kendi paramdan yardımda bulundum ve hazineye bakan memurlara bizzat yüz elli milyon sestert ödedim. M.Lapidus ile L.Aruntius’un konsüllükleri zamanında yirmi sene veya daha fazla hizmet etmiş askerlerime mükâfat verilmesi hakkındaki projeme uygun olarak tesis edilmiş olan askeri hazineye babamdan kalan servetimden yüz yetmiş milyon sestert yatırdım.
18 -Cn. ile P. Lentulus’un konsül oldukları yıldan itibaren, her ne zaman vilayetler vergileri eksik tahsil edildiyse, bazan yüz bin, bazan daha fazla kişiye kendi arazimden kaldırdığım zahire ile, veya kendi şahsi servetimden verdiğim para ile yardımda bulundum .
19 -Aşağıdaki binalar tarafımdan inşa ettirildi: Senato Binası ve yanındaki Minerva Chalkidicum Tapınağı, Palatin Tepesinde revakları ile birlikte Apollon Tapınağı, Tanrısal Julius Tapınağı, bir Lupercal, Flaminius Meydanı’ndaki Portik- bunun aynı yerdeki daha eski bir portiki yapan adamın ismine izafeten Octavianus adiyle anılmasına müsaade ettim, Circus, Maximus’ta bir tribün, Capitolium’da Jubiter Tonans, Juppiter Feretrius için birer, mabet; Aventinius tepesinde Quinnus, Minerva ve Juno Regina ve Juppiter, Libertas mabetleri, Velia’da Sacra’nın başlangıcında Lares Mabedi, Velia’da Dei Penates Mabedi, Palatiam Tepesinde Juventas ve Magna Mater Mabedi.
Gerek Capitolium Mabedini, gerekse Pompeius Tiyatrosu’nu büyük masraflar yaparak tamir ettirdim, her ikisinin üzerine de ismimi yazdırmadım.
Eskiliğinden dolayı birçok yerleri harap olmaya yüz tutmuş olan su yollarını tamir ettirdim ve Marcius adiyle anılan su kemerlerindeki su miktarını, kanalına yeni bir kaynak daha katarak iki misline çıkardım. Babamın inşasına başlamış olduğu ve hemen hemen bitirilmiş olan Forum lulium’u ve Castor Tapınağı ile Saturnus Tapınağı arasında bulunan Basilicayı tamamladım. Aynı Basilica yangınla tahrip edilince arsasını genişleterek üstüne oğullarımın isimleri hakkedilmek üzere yeniden inşasına başladım. Hayatta iken bitiremezsem varislerimin tamamlaması için vasiyet ettim. Altıncı konsüllüğüm zamanında Senato’nun emriyle şehirdeki tanrılara ait seksen iki tapınağı tamir ettirdim. Bunlardan o zamanda tamiri gereken hiçbir tanesini tamirsiz bırakmadım. Yedinci konsüllüğüm esnasında Roma’dan Ariminium’a kadar Flaminius şosesini ve Mulvius ile Minucius köprüleri müstesna olmak üzere. bütün köprüleri yeniden yaptırdım.
20 -Kendi özel arazim üzerine ve harp ganimetIeriyle Mars Ultor Mabedini ve Augustus Forum’unu inşa ettirdim. Apollon Mabedi’ne bitişik tiyatroyu büyük bir kısmını hususi sahiplerinden satın aldığım arsa üzerine yaptırdım. Bunun üzerine damadım M. Marcellus’un ismi hakk edileçekti.
Capitolium Mabedine ve tanrısal Julius Mabedine, ApolIon, Vesta ve Mars Ultor Mabedlerine harp ganimetIerinden yüz milyon sestert değerinde hediyeler verdim. Beşinci konsüllüğümde Aurum Coronarium ismi altında İtalya municium ve colonialarının zafer alayım, için verdikleri otuz beş bin altını iade ettim, sonra da, imparator olarak selamlandığımın her defasında, municipium ve coloniaların eveIce olduğu gibi aynı cömertlikle vermeği karar altına almış olmalarına rağmen, Aurum Coronariumu kabul etmedim.
21- Üç kere kendi adıma, beş kere de oğullarım ve torunlarım adına gladyatör oyunları tertip ettirdim; bu oyunlarda on bin kadar adam dövüştü. iki defa halk için kendi adıma, bir üçüncü defa da torunum adına her taraftan çağırılmış olan atletlere bir gösteri yaptırdım. Kendi adıma dört defa, diğer magisitratların yerine ise yirmi üç defa oyunlar tertip ettim.
Onbeşler Derneğini Dernek Başkanı olarak temsil edip M.Agrippa çalışma arkadaşım olduğu halde C. Furnius ile C Silanus’un konsüllükleri zamanında yüzyıl oyunları tertip ettim. On üçüncü konsüllüğümde ilk defa olarak ben Mars oyunları yaptırdım. O vakitten sonra konsüller takibeden yıllarda muntazaman bunları yaptılar.
Yirmi altı defa halk için Circus’ta yahut Forum’da yahut amphiteatr da kendi adıma veya oğullarım yahut da torunlarım adına Afrika vahşi hayvanlariyle gösteriler yaptırdım. Bu gösterilerde üç bin beş yüz kadar hayvan öldürüldü.
22 -Halk için Tiber Nehrinin öte yanında şimdi Caesar’lar Koruluğu’nun bulunduğu yerde bir deniz savaşı gösterisi yaptırdım. Bu iş için bin sekiz yüz kadem uzunluğunda ve bin iki yüz kadem genişliğinde bir yerin toprağı kazıldı. Burada hepsi iki veya üç çifte kürekli olan otuz kadar tığlı gemi ve diğer birçok küçük gemi birbirleriyle dövüştüler. Harp eden filolar üzerinde, kürekçilerden başka, üç bin kadar savaşçı vardı.
23 -Zaferlerimden sonra Asya eyaletinin bütün şehirlerinde bulunan mabetlere harp esnasında hasmımın mabetlerden çalarak şahsi tasarrufuna geçirdiği tezyinatı tekrar koydum. Ayakta yahut at üzerinde yahut harp arabası üzerine oturmuş vaziyette şehirde dikilmiş seksen kadar gümüş heykelimi bizzat kendim yıktırdım ve bunlardan hasıl olan para ile ApolIon Mabedi’ne kendi adıma ve beni bu heykellerle onurlandırmış olanların adına, altından hediyeler koydum.
24 -Denizleri korsanlardan kurtardım ve sulha kavuşturdum. Bu savaşta efendilerinin ellerinden kaçarak devlete karşı silaha sarılmış olan otuz bin kadar köleyi cezalandırmak üzere efendilerine teslim ettim. Bütün İtalya kendiliğinden bana sadakat yemini etti ve Actium Zaferiyle neticelenen muharebede benim başkomutan olmamı istedi. Aynı şekilde Gallia, İspanya, Afrika, Sicilya ve Sardunya eyaletleri de bana yemin ettiler.
O zamanda sancağım altında askerlik hizmetini yapmakta olanlar arasında yedi yüzden fazla senatör vardı. Bunların içinden, o tarihten önce veya sonra bu satırların yazılmakta olduğu zamana kadar, seksen üçü konsül oldular ve yüz yetmiş kadarı rahipliklere seçildiler.
25- Roma halkının, imparatorluğumuza boyun eğmiyen komşu kabileIere bitişik bütün eyaletlerinin topraklarını genişlettim. Gallia ve Ispanya eyaletlerinde Germania’da, Gades’ten Elbe’nin ağzına kadar Okyanusla çevrilmiş olan bütün bölgelerde barış tesis ettim. Adriyatik Denizinin hemen yakınlarındaki bölgeden Tirenyen Denizi’ne kadar Alpler’de dahi asayişi temin ettim. Hiçbir kabile lüzumsuz yere tarafımızdan hücuma uğramadı. Donanmam Okyanus boyunca Ren Nehri ağzından Doğuya, bu zamana kadar hiçbir Romalı’nın karadan veya denizden nüfuz etmemiş olduğu Kimmerler’in sınırlarına kadar gitti. Kimmerler. Charyd’ler, Semnon’lar ve aynı bölgede oturan diğer German halkları elçiler göndererek Roma halkının ve benim dostluğumuzu aradılar.
Emrimde ve himayem altında hemen hemen aynı zamanda iki ordu, biri Habeşistan’a, diğeri Arabistan’ın Felix (Mesut) denilen kısmına sevkedildi. Her iki ırka mensup pek büyük düşman kuvvetleri savaşta imha edildi ve birçok kasabaları zapt olundu. Habeşistan’da ordu Meroe’ye en yakın bir kale olan Nabata’ya kadar; Arabistan’da ise Sabae’lerin arazisi içindeki Mariba kasabasına kadar ilerledi.
26-Mısır’ı Roma imparatorluğuna kattım. Büyük Ermenistan’ı, kıralı Artaxes’in öldürülmesinden sonra, bir eyalet haline getirebilirdim, ama cetlerimi örnek alarak, o zaman üvey oğlum bulunan Tiberius Nero vasıtasiyle bir kırallık halinde Kral Artavasdes’in oğlu ve Kral Tigranes’in torunu Tigranes’e vermeği daha uygun buldum. Sonradan aynı millet bir ihmal ve isyan çıkarınca oğlum Gaius marifetiyle bastırarak Med’lerin kıralı Artabazus’un oğlu Kral Ariobarzanes’e, onun ölümünden sonra da oğlu Artavasdes’e verdim. Bu sonuncu da ölünce, krallığa Ermenistan’ın krallık hanedanına mensup olan Tigranes’i ‘gönderdim. Adriyatik Denizinin öte tarafında Doğuya doğru uzanan bütün eyalet’leri ve bütün Kyrene’yi tekrar ele geçirdim, Halbuki bunlar o zamanda yabancı kralların elinde bulunuyordu. Evvelce Köleler Savaşın da işgal edilmiş olan Sicilya ve Sardunya’yı aynı şekilde geri i aldım.
27-Afrika’da, Sicilya’da, Makedonya’da, her iki İspanya eyaletinde, Achaia’da, Asya’da, Suriye’de, Gallia Narbonensis’te, Pisidia’da askeri koloniler kurdum. Bunlara ilave olarak İtalya’da himayem altında kurulmuş olan yirmi sekiz koloni de ben hayatta iken büyük ve refahlı bir nüfus yaşıyordu.
28-Diğer komutanların kaybettiği askeri sancakları; düşmanları mağlup ettikten, sonra; Ispanya’dan, Gallia’dan ve Dalmaçyalılar’dan tekrar geri aldım. Parth’ları, üç Roma ordusunun ganimetlerini ve sancaklarını iade etmek ve yalvararak Roma halkının dostluğunu istemek zorunda bıraktım. Sancakları Mars Ultor Mabedinin iç kısmına koydurdum.
29-Bu zamanda hem üvey oğlum hem de vekilim bulunan Tiberius Nero vasıtasiyle Pannonia kabilelerini mağIup ederek Roma halkının hükmü altına aldım. Halbuki ben başkan olmadan önce hiçbir Roma ordusu oraya ayak basmamıştı ve ben Illyricum Eyaletinin sınırlarını Tuna kıyılarına kadar.genişlettim. Dacia’lıların . bir ordusu nehrin bizden tarafına geçtiği zaman komutanlarım tarafından mağlup ve imha edildi. Sonra da ordum Tuna’yı geçerek Dacia Kabilelefini Roma halkının emirlerine boyun eğmek zorunda bıraktı.
30 -Bana Hindistan’daki krallardan birçok defalar elçiler gönderildi. Bunlar o zamana kadar hiç bir Romalı kumandanın ordugahında görülmemişlerdi. Bastarn’lar ile İskitler, Tanais Nehrinin her iki tarafında yaşayan Sarmat’ların kralları, Alban’lar, Iberler, Med’lerin kıralları elçiler göndererek bizden dostluk dilediler.
31-Kaçıp bana sığınan krallar arasında Part kıralı Tridates ve sonradan Phraates’in oğlu Phraates; Medler’in Kralı Artavasdes; Adiaben’lerin Kralı Artaxares; Britanlar’ın Kralları Dumnobellaunus ile Tincommius; Sugamberlerin kıralı Maelo ve Marcoman Sueb’lerin kıralı… rus vardı. Bundan başka Partlı’ların Kralı ve Orodes’in oğlu Phraates bütün oğullarını ve torunlarını bana, İtalya’ya. gönderdi. Bunu harbde mağlup olduğundan dolayı değil, fakat çocuklarının hayatını rehine koyarak dostluğumuzu kazanmak için yaptı.
Başkanlığım zamanında o devre kadar aramızda hiçbir diplomatik münasebet veya dostluk olmayan diğer birçok milletler Roma halkının sadakatini denediler.
32 -Parth ve Med milletleri kendi milletlerinin ileri gelenlerini elçi sıfatıyle göndererek benden kral istediler. Parth’lar kıral Phraates’in oğlu Orodes’in torunu Vonones’i Medler ise kıral Artavasdes’in oğlu ve kıral Ariobarzanes’. in torunu Ariobarzanesi, kıral olarak kabul ettiler.
33-Altıncı ve yedinci konsüllüklerimde, iç savaşları bastırdıktan sonra umumun muvafakati ile bütün imparatorluğun en yüksek yetkisi şahsıma tevdi edildiği halde devleti kendi idarem altından Senato’nun ve Roma halkının serbest idaresi altına devrettim. Bu hareketim için bana Senato kararıyle Augustus unvanı verildi, evimin kapı söveleri resmen defne dalları ile süslendi.
Kapımın üzerine vatandaşlık tacı tesbit edildi ve Julius Senato binasına altın bir kalkan konuldu. Kalkanın Üzerindeki yazıdan da anlaşılacağı üzere o bana Senato ile Roma halkı tarafından faziletim, merhametim, adaletim ve ödevlerine bağlılığım için bahşedilmişti.
Bu zamandan sonra itibar ve nüfuz unvanları bakımından herkesten üstündüm, fakat yetki bakımından memuriyet arkadaşım bulunanların hiçbirinden daha fazla kudretim yoktu.
34- On üçüncü konsüllüğümü . yaparken Senato, şövalyeler ve bütün Roma halkı bana Vatanın Babası unvanını verdi ve bu unvanın evimin kapısı üstüne, Julius Senato binasına Senato kararı ile Augustus Forumunda şerefime dikilmiş olan harp arabasının altına hakkedilmesini ferman buyurdu. Bunları yazarken yetmiş altı yaşında idim.
Ek. I.
Hazineye yahut Roma pleblerine yahut da terhis olunmuş askerlere verdiği paranın yekunu altı yüz milyon dinara varıyordu.
Ek. II.
Aşağıdaki şu yeni binaları yaptı: Mars, Juppiter Tonans, ve Juppiter Feretrius, Apollon, Tanrısal Julius, Quirinus, Minerva, Juno Regina, kurtarıcı Juppiter,.Lares, Tanrısal Penatlar, Gençlik Tanrıçası, Tanrıların Anası, Lupercal Mabetleri, Circus’taki tapınak, yanıbaşındaki Minerva tapınağı ile birlikte Senato binası, Augustus Forumu, Juliuslar’ın Basilicası, Marcellus Tiyatrosu Revaklar¦ Tiber Nehrinin öte yanındaki Caesarlar Korusu.
Ek. III.
Capitolium’u, tanrılara ait seksen iki mabedi, Pompeius Tiyatrosunun, su kemerlerini ve Flaminius yolunu tamir ettirdi.
Ek.IV.
Tiyatro gösterilerine gladyatör oyunlarına, atletik müsabakalara, vahşi hayvan döğüşlerine ve deniz savaşlarına İtalya’da ve eyaletlerdeki zelzele veya yangınla harap olan şehirlere verdiği ihsanlara, dostlarına ve kanunen istenilen emIâki tamamlamak için Senatörler yaptığı yardımlara gelince, bunlar için harcadığı meblâğlar hesap olunamaz.
Bu kitabenin Anka – Ra ‘da olması sizce tuhaf değil mi ?
Aslında burada . ANADOLU beş bin yıllık Türk toprağı. .
Öntürk ‘ler değil mi Roma ‘yı kuran .
Agustus bir ön Türk
Yani Eti Türk. .
Yani Ata Türk..
Atabey Hüseyin Hakkı Kahveci