Hüseyin Hakkı Kahveci Parlamento Haber Köşe Yazıları

Türkiye, Esad`a vuramaz!

Ortada kalmış dış politikamız bu kadar. Başlıkta yazdığım gibi. Türkiye, Suriye rejimini vuramaz. Böyle bir şeye kalkarsak bize dönecek çokça füze namlusu var.

Ha ! Şu olabilir.  ABD aklına göre Türkiye – İran çatışması isteniyor. İçeride sıkışmışlığın verecek olduğu bir anlık gaflet  böyle bir şeye sebep olabilir.

Türkiye, İran`ı  suçlayabilir. Sebep! Esad yönetiminin ayakta kalması. Kısaca bölgenin iki ülkesi çarpıştırılırsa bölgede isteyenler istedikleri gibi oynarlar.

Bu bilgi bende olan kesin bir bilgi.

ABD yönetimi, ısrarla  İran – Türkiye kapışması istiyor. Şu ana kadar İran, Türkiye arasında bir elektriklenme yok. Bu olmayacak anlamına gelmiyor.

İran, bölgede Türkiye`nin  birçok politikasını engelledi. Mesela! Ermenistan tarafından Karabağ işgal edilirken, İran yönetimi desteğini  Ermenistan`a verdi. Öyle ki! İran nüfusunun yüzde elliden fazlası Azeri Türkü. Buna rağmen İran, Ermenistan tarafında yer aldı.

Gelelim Suriye iç savaşına. Esad yönetiminin bu kadar uzun  ayakta olmasının sebeplerinden birisi İran yönetimi. Tartışmasız Rusya tabi olarak. Burada temel gerekçe müttefiklik. Asıl gerekçe ise İran ve Rusya kendilerine yapılacak olan kuşatmaya Suriye içerisinde tampon bölge oluşturuyor. Kısası bu diyelim. Detayları MASTER olarak adlandırılan çok gizli bir planda yazılı. Onu gün gelmeden açıklamaya çalışacağız bakalım.

Bu bilgi yakın zamanda Wikileaks belgelerinde yer aldı. Ve tercümesi şöyle.

“Suudi Arabistan’ın Tahran büyükelçiliğinden Dışişleri Bakanlığına yollanan mektuba göre İran medyası Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türk Hükümetini iki yüzlülükle ve Amerikan ve İsrail siyaseti uygulamakla suçlayarak propaganda faaliyetleri yürüttü.

Büyükelçilik tarafından hazırlanan rapora göre İran basınının söz konusu tutumu, Türk Hükümetinin Suriye devrimini desteklemesi ve Esed’in halka yönelik baskıcı tutumuna karşı çıkışı nedeniyle dizayn edilmiş.

Rapora göre Tahran Yönetimi, Türkiye’yi Suriye Devrimini desteklemekten vazgeçirmek için defalarca girişimde bulundu.

İran Yönetimi tarafından Türkiye’ye gönderilen bir delegenin herhangi bir Türk hava üssünün Suriye’yi vurmak için kullanılması durumunda Türkiye’nin İran füzelerinin hedefi olacağı tehdidinde bulunduğu bilgisi ise raporun en ilgi çeken bölümü.”

Kısaca Türkiye olarak dün yıkıcı faaliyette bulunduğumuz Suriye iç savaşında, bugün için elimize fırsat geçsin diye bekliyoruz.

Özellikle dün Rusya Dışişleri bakanı Lavrov tarafından yapılan açıklama dikkat çekici.

Lavrov diyor ki “Afrin, Suriye devletine teslim edilmelidir.” Bu açıklama açık bir koz maça. Türkiye olarak hangi  safta yer alsak diye düşünüyoruz.

Maalesef, seve seve istikamet batı olacak gibi. Çünkü, NATO üyeliği elimizi bağladı. Batı ülkeleri ile komşuluk ilişkimiz yok. İttifak ilişkimiz var. Rusya ve İran ile ekonomik komşuluk ilişkimiz var.

Durum bundan ibaret.

Elimizi ovuşturarak ABD, İsrail ve batı ittifakının Suriye rejimini vurmasını bekliyoruz.

Bu arada Rusya ve İran tarafına yaslanamıyoruz. Yaslanırsak koskocaman bir kazık var bekleyen.

Peki biz bu duruma nasıl geldik  sorusunu hiç kimse cevaplama gereği duymuyor. Sekiz yıl oldu, Suriye ile yatıp, kalkıyoruz.

Kaybettiğimiz para ve itibarın haddi hesabı yok. Bugün Şeker fabrikaları satılıyor. Afrin operasyonunun bir faturası var. Onu ödemeye çalışıyoruz.  Batı ile beraber hareket edersek, İran ve Rusya çok hızlı PKK – YPG kartını oynayacaklar. Yok! Rusya ve İran ile hareket edersek bu sefer batı bize karşı PKK – YPG kartını oynayacak.

Hangisini yapsak diye düşünemeyeceğimiz kadar kötü bir durum.

Tek çıkış ise, tüm Suriye`li mültecileri boşaltıyoruz. Güney sınırlarımıza beton duvarı bitiriyoruz. Kendi topraklarımıza geriye dönüyoruz. Bırakalım aşağıda herkes birbirini yesin.

Burada olan Kürt kökenli vatandaşlarımıza son kez uyarıda bulunacağız. Bu işin başka çıkışı yok. Ortadoğu topraklarında filler tepişirken, otlar eziliyor. Tablo tam olarak bu.

Kendi kaynaklarımızı tükettik. Şehitler verdik. Bu bir geri çekilme değil. Bu bir yeni düzen anlamı taşır. Tabi olarak benim yazdıklarımı okuyacaklar. Fakat! Dikkate değer almayacaklar. Türkiye ve Türk milletini lağım içerisinde tutmaya devam edecekler.

Çünkü, Erdoğan`ın bir Suriye inadı var. Bu Suriye inadı, Kürdistan ve Büyük İsrail için alan açtı. Sebebi müsebbibi AKP ve devam ettirdiği iktidarının on beş yıldır izlediği politikalar.

Suriye daha çok gündemimizi işgal edecek. Sırada gündemden düşmeyecek İran – Türkiye sınırı ve Afgan mülteci meselesi  var. O da başka bir gündemin yazısı.

Bugünlük bu kadar diyelim.

Bu arada 14 – 15 Nisan tarihlerinde İzmir Kitap fuarında kitaplarım..

RABITA UĞUR MUMCU` DAN SONRA…

ATATÜRK`ÜN YASAKLANAN KİTABI…

ATATÜRK VE CUMHURİYETE KUŞATMA…

Kitaplarımı DOĞU KİTABEVİ – 2. Salon – STAND NUMARASI – 315 `te imzalıyorum.

Sevgi ve saygıyla

Atabey H. Hakkı Kahveci

Hakkında Hüseyin Hakkı Kahveci

Hüseyin Hakkı Kahveci Gazeteci, Yazar, Stratejist, Siyaset ve Terör Uzmanı olarak Free Lance yani bağımsız gazetecilik alanında faaliyet göstermektedir. 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İlk – Orta ve Lise eğitimini Ankara'da tamamlamış olup 1991 yılında Devlet Bursu ile yurt dışında burslu Tıp eğitimi almıştır. Sonrasında CSU – USA'de İşletme üzerine Üniversite eğitimi sonrasında MD; Master düzeyinde Uluslararası İlişkiler ve Management eğitimi almıştır.

OKUDUNUZ MU?

Hüseyin Hakkı Kahveci Parlamento Haber Köşe Yazıları

Atatürk’ün Bestelettiği İlk Türk Operası Özsoy’daki Önemli Mesajlar

Ulu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat yazdığı satırları içeren Özsoy operasını bilir misiniz? Özsoy …