Hüseyin Hakkı Kahveci Parlamento Haber Köşe Yazıları

TANRI’NIN YÜRÜDÜĞÜ TOPRAKLAR – 2

Yeni Dünya Düzeni Tarikatı Türkiye’de, Selefi-Eşari Vahabi-Müslüman Kardeşler ekolüne ait İslamcılığın geçmeyeceğini anlayınca, Hanefi-Maturidi Türk Müslümanlığına “ılımlı İslam”, “İbrahimi dinler”, “İsevi Müslümanlık” enjekte etmeye başladı.

Cumhuriyet Türkiye’sinin resmi organlarında “Kemalist Laiklikten, Osmanlı Sekülerizmi’ne” başlığını taşıyan raporlar yayınlanmaya başladı. Zaten 10 Kasım 1938’den beri aynı mahfillerin kontrolü altındaki, -“milli, üniter laik devlet”, “Müslüman Türk milleti” temeline dayalı Türkiye Cumhuriyeti modeli –laiklik-antilaiklik girdabı, başörtüsü-türban tartışması ile iyice derinleştirildi. Artı bunun üzerine etnik kimlik tartışmaları ilave edildi. Artı 24 Ocak 1980’den beri Türkiye’yi bölüşüme yönelik “ekonomik dönüşüm” programları olan vahşi kapitalizm uygulamalarının sonunda 80 milyonluk Türk halkının % 26’sı açlık sınırına yuvarlandı. Bu tespit Dünya Bankası’nın Kasım 2007 raporunda yer alıyor. Şu anda 40 milyona yakın insanımız açlık sınırında yaşıyor.

1978 ve sonrasındaki süreçte, 1989 sonuna kadar yapılan düzenlemeler ile Türk para ve sermaye piyasası, tamamen küresel sermayenin hamlelerine açık hale getirilmesi sonucunda, 1994, 1999 ve 2001 sermaye-finans tabanlı kriz çıkarılarak sonrasında yeni SİYASİ ŞEKİLLENDİRME’ye gidildi.

Türkiye “küreselleşme” masalları ile 1980-2008 döneminde sadece 451 milyar dolar faiz ödemek mecburiyetinde kaldı.

TMSF rakamlarına göre 1994-2003 yılları arasında el konulan bankalar Türkiye’de 46 milyar dolar zarara yol açtı. Ancak bunun 18.5 milyar doları tahsil edilebildi.

Sadece AKP iktidarı döneminde 16 yılda kişi başına 2 bin 677 TL olan kamu borcu, 10 bin 981 TL’ye ulaştı. 52 yılda verilen cari açık toplamda 43.7 milyar dolar iken, AKP’nin 16 yılında cari açık, 52 yılın toplam açığını 13’e katladı ve 561.6 milyar dolar oldu. 80 yıllık dış ticaret açığı 247 milyar dolardan, 960.6 milyar dolara fırladı.

Bu arada Türk milleti olan bitenden bihaber olsun diye yan unsur, karartma, sis perdesi olarak “terör” ve, veya “irtica” sürekli gündemde tutuldu. Neticede bizim olan iktisadi varlıklar bizden olmayanların eline geçti.

Bunların olmasında siyasilerin büyük günahı var ama esasen:

a- 12 Eylül 1980 darbesi RANT EKONOMİSİNE geçiş

b- 28 Şubat 1997 post modern darbesi ile SİYASİ DÖNÜŞÜM, Atatürk’ün milli devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni 19 Mayıs 1919 öncesi şartlara taşıyan iki temel sebeptir.

Yeni Dünya Düzeni Tarikatı, Türkiye’yi “Yeni Osmanlıcılık” teorisi ile 1699 Karlofça, özellikle 1838 Balta Limanı Serbest Ticaret Antlaşması sonrasının Osmanlı Türkiye’sine dönüştürmek istiyor.

Ortadoğu’ya ve Türk Cumhuriyetlerine “model, ağabey Türkiye” Bakın nasıl?

28 Şubat 1997’den itibaren siyasi dönüştürmeye ağırlık verilen proje gereği Türkiye’de Şubat 2001 krizi sonrası 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP bütün medya desteği ile iktidar koltuğuna oturdu. 1 Mart 2003 tezkeresi TBMM’den geçmedi. Kabul görmeyen tezkere Ortadoğu’da alkışlandı ama MHP’nin verdiği bir soru önergesini cevaplayan AKP’li Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün verdiği rakamlara göre ABD Türk topraklarını tezkere TBMM’den geçmiş gibi kullanmış. 2001-2008 arasında ABD’ye İncirlik üssü’nden toplam 103500 kez uçuş izni verilmiş. Bunun 84 binden fazlası Irak bağlantılı. (Milliyet, 22 Ocak 2009)

Laik Türkiye Cumhuriyeti devletine sövüp sayanlar “Osmanlı sekülerizmi” martavalı ile Türkiyeyi misyonerler çiftliğine çevirdi. Evanjelist Hristiyanlar Ege Bölgemizde yer alan, inayet dönemi kiliseleri dedikleri Selçuk, İzmir, Bergama, Salihli, Akhisar, Alaşehir ve Pamukkale’deki ilk dönem kilise ve çevresini “Hristiyanların kontrolünde olması gereken kutsal topraklar” ilan etmiş haldeler. Katolik Hristiyanlığın kurucusu gözü ile bakılan Yahudi Pavlus’un doğum yeri Tarsus’tur. Burası ve Ürgüp-Göreme çevresi “Hristiyan toprakları”dır. İstanbul’u anlatmaya gerek var mı? Ortodoks Hristiyanlığın kuruluş merkezidir.

Ünlü Yahudi asıllı Amerikalı stratejist George Friedman sahibi olduğu “Küresel İstihbarat Dergisi Stratfor”da Türkiye ile alakalı ilginç raporlar, makaleler yayınlıyor, basına benzer demeçler veriyor. Bay Friedman’ın bir makalesinde ünlü Fransız gazete dergisi “le Monde Diplomatique – Türkiye”de yayımlandı. Ayrıca Türkçesi “Gelecek 100 Yıl: 21.Yüzyıl İçin Öngörüler” kitabı Ocak 2009’da yayımlandı.

Friedman Yeni Dünya Düzeni Tarikatı adına tersten ve üstü kapalı Türkiye’yi hedef tahtasına koyuyor. Daha doğrusu öyle olduğunu ilan ediyor. Bugünden tedbir alın diyor.

Yeni Dünya Düzeni Tarikatı diyor ki; “Yeni yüzyılda Türkiye ve hinterlandında Yeni Dünya Düzeni’nin BOP ayağını yani “Tanrı İmparatorluğunu hayata geçireceğiz. Türkiye’ye yönelik ekonomik, siyasi, sosyolojik, dini, psikolojik operasyonlar sonuç almamıza yetmezse Türk-Amerikan savaşı çıkaracağız.”

Bay Friedman’ın söyledikleri fanatik bir Yahudi-Amerikalının hezeyanları falan değil. En az 200 yıllık DİN-FELSEFE-SİYASET temeline oturtulmuş bir projenin son aşaması.

Bunun içinde ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI da var.

Teolojik temeli Endülüslü Kabalist Tevrat tefsircisi İbn Meymun Maimonides ( 1135-1204 ) felsefi ve siyasi temeli Alman Yahudisi-Amerikalı Leo Strauss’a ( 1899-1973 ) dayanan bu projenin aslı Kudüs merkezli “Büyük İsrail”dir. Amerika’da iyi eğitimli ve sayıları 90 milyonu bulan Protestan Hıristiyan geleneğinden gelen Evanjelist Hıristiyanlar diğer adıyla Siyonist Hıristiyanlar bu projenin en ateşli destekçileri.

George Friedman Ocak 2009’da piyasaya çıkan “Next 100 Years: A Forecast for the 21st Century” (Gelecek 100 Yıl: 21. Yüzyıl İçin Öngörüler) isimli kitabında şu görüşleri ileri sürüyor:

  • “Rusya ve Çin için önümüzdeki yüzyılda endişelenmeye gerek yok. Bu ülkeler komünizme benzer bir çöküş yaşayacak.
  • Gelecek yüzyılın güçleri, Türkiye, Japonya, Meksika ve Polonya ekseninde gelişecek.
  • Türkiye’nin dünyadaki siyasi etkisi 2050 yılında muhtemelen “Osmanlı haritasını” andıran bir görüntü oluşturacak.
  • Yüzyılın ortalarına doğru ABD ile Türkiye- Japonya ittifakı arasında bir savaş yaşanacak. Bu savaş “bilim kurgu” türü benzeri bir savaş olacak. Türkiye- Japonya ABD’yi yenerek süper güç haline gelecekler.

Gazı güzel veriyorlar . Merkez bankasında 22 milyar dolar döviz rezervi olan bir Türkiye , ordusunu hareket ettirecek benzene ve mazota ihtiyaç duyan , her şeyi ithal eden bir Türkiye artık kolay lokma.

  • Müslüman dünyası bölünmeler nedeniyle Avrupa ve Asya üzerinde hegemonya kurma gayelerine ulaşamayacaklar.”

Başkan Obama’nın yemininden bir gün önce, 19 Ocak 2009’da ABD’nin başkenti Washington D.C’de 21. Yüzyıl kehanetlerini açıklayan Friedman’a göre uçurumun kenarında olduğu öngörülen ABD aslında yükselişine yeni başladı.

Amerika’da New York Times gibi “Yahudi gazetesi” olarak adlandırılan Washington Post gazetesi George Friedman’ın “kehanetlerine” geniş yer ayırdı.

“Stratfor” dergisinin 2 Şubat 2009 tarihli sayısında çıkan ve Başbakan R.T.Erdoğan’ın Davos’taki Peres’e karşı çıkışını merkez alan “Erdoğan’ın Çıkışı ve Türk Devletinin Geleceği” başlıklı yazıda Türkiye’nin İsrail’in yakın müttefiki olduğuna dikkat çekiyor. “Türkiye’nin derinden bölünmüş bir toplum olduğunu söylemenin doğru olmayacağını, tam tersine anlaşmazlıkları uzlaştırmayı öğrendiğini” ifade edilen yazıya göre, “Başbakan Erdoğan Türk siyasi yelpazesinin merkezini temsil ediyor.”

İsrailli, haham Menahem Froman da “İsrail-Filistin arasındaki barışı sağlayabilecek tek ikili Abdullah Gül ve R.T.Erdoğan’dır” diyor. Froman Şubat 2009’da Türkiye’ye geldi.

STRATFOR (Strategic Forecasting Inc.)1996 yılında ABD’nin Teksas eyaletinin Austin şehrinde kurulan özel bir istihbarat/düşünce kuruluşu. Başında ünlü stratejist ve siyaset bilimci George Friedman bulunuyor. Yaklaşık 70 analist çalışıyor ve çoğu eski CIA ajanı.

Friedman 2004 yılında yayınladığı “Amerika’nın Gizli Savaşı”(America’s Secret War), “Savaşların Geleceği” gibi çok satan kitapların da yazarı.

Stratfor, Pentagon ve sayıları 17’ye varan ABD istihbarat kuruluşlarına da dış politika ve ekonomi konularında danışmanlık yapıyor. Mesela 1997 Asya ekonomik krizini ABD yönetimine çok önceden haber vermişti.

Friedman tarafından kaleme alınan “Türkiye-Yeni Osmanlıcılık” başlıklı analizi Türkiye’de “siyasal İslamcı” mahfillerin “Bakın biz söylemiyoruz Amerikalı söylüyor” diyerek “hadım edildiklerinin” farkında bile olmadan yuttukları ve Türk milletine de pazarladıkları Yeni Dünya Tarikatı’nın BOP’una uygun bir zoka.

“Yeni Osmanlıcılık” ve “ılımlı İslam” Türkiye’nin ve Müslüman Türk milletinin ölüm fermanıdır.

Devam edecek…

Son kitabım “MÜHÜRLÜ VAGON” çıktı. Bir ricam var.

  • RABITA UĞUR MUMCU`DAN SONRA
  • ATATÜRK `ÜN YASAKLANAN KİTABI
  • ATATÜRK VE CUMHURİYETE KUŞATMA – YAHUDA
  • MÜHÜRLÜ VAGON

kitaplarını okuyunuz. Kitaplara Dost kitabevi , Kitapsan kitap mağazaları , İnkılap , Remzi , Kırmızı kedi, D&R kitap mağazalarından rahatlıkla ulaşabilirsiniz .Yine internet üzerinden www.kitapyurdu.com  , www.dogukitabevi.com , www.sozcukitabevi.com , www.dr.com.tr  ve google üzerinden arama yaptığınız takdirde birçok fiyat seçeneği ile adresinize teslim olarak ulaşabiliyorsunuz. Şimdiden iyi okumalar.

Sevgi ve saygıyla!

Atabey H.Hakkı Kahveci

Hakkında Hüseyin Hakkı Kahveci

Hüseyin Hakkı Kahveci Gazeteci, Yazar, Stratejist, Siyaset ve Terör Uzmanı olarak Free Lance yani bağımsız gazetecilik alanında faaliyet göstermektedir. 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İlk – Orta ve Lise eğitimini Ankara'da tamamlamış olup 1991 yılında Devlet Bursu ile yurt dışında burslu Tıp eğitimi almıştır. Sonrasında CSU – USA'de İşletme üzerine Üniversite eğitimi sonrasında MD; Master düzeyinde Uluslararası İlişkiler ve Management eğitimi almıştır.

OKUDUNUZ MU?

Hüseyin Hakkı Kahveci Parlamento Haber Köşe Yazıları

Atatürk’ün Bestelettiği İlk Türk Operası Özsoy’daki Önemli Mesajlar

Ulu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat yazdığı satırları içeren Özsoy operasını bilir misiniz? Özsoy …