Sihirli değnek

HEPİMİZ BİRDEN ZENGİN OLDUK. GELİRİMİZ 2.500  DOLAR ARTTI.

Kişi başı milli gelirimiz ise 15.000 Doları geçti….Buyur buradan yak…

Kağıt üzerinde  ülkemizde yetişmiş çok değerli denetçilerimiz sayesinde oluşan maddi hata düzeltilerek bir gecede milli gelirimizin 2.500 Amerikan Doları arttığı ortaya çıktı..

Yani işin aslı şu ki ; bunun sebebi yumurta yardımı  alan üniversitelilerin ; ceplerinde oluşan fazla para hacmi münasebeti ile yumurtayı iktidar fonlarına yatırmaları olsa gerek. Denetçi arkadaşlar olmuş maddi hatayı tespit ettiklerinde iş işten geçmeden bütçe görüşmeleri başlamadan düzeltme yoluna giderek  73 milyonluk koskoca devleti  dünyada alt  gelir  sıralarından böylelikle kurtarmış oldular.

Sahi ya bu hareket gerçekten ödül getirir. Mesela Uganda’ dan falan  bir ödül gelirse şu günlerde çok şaşırmamak gerek..

 Arap Bankalar Birliği tarafından ödüllendirildik .  Hep IMF sopası yiyecek halimiz yok. 

Türkiye’de aileyi 5 kişiden hesapladığımız zaman 12.500 dolar bir ailenin geliri artmış. Bu hesaba gülmek mi, ağlamak mı gerekiyor bilemiyorum.

Avrupa Birliği’ne diye yola çıktık. Sayın Başbakan baktı ki olmuyor, rotayı Arap Birliğine çevirdi. O da AB, bu da AB diye Avrupa Birliği’nin Şengen Vizesinin yerine Arap Birliği’nin Şengenini önerdi.

 Türkiye en stratejik kurumunu özelleştirmede Hariri ailesine değerinin altında bir fiyatla altı milyar beş yüz elli milyon dolar vermeseydi ve kurumlar vergisini indirip o aileye açıktan 1 milyar dolar kazandırmasaydı acaba Sayın Başbakan Lübnan’da Sultan diye karşılanırmıydı? 

AKP iktidarında ihracatçıyı canından bezdiren, tamamen ithalatı destekleyen politikalar uygulanıyor. Tarım ambarı dediğimiz Türkiye, tarım ithalatçısı en büyük ülkelerden biri haline geldi.  Hayvan varlığımız yarı yarıya azaldı.  Kurban bayramında ilk defa kurbanlık hayvan ithal ettik. Helal gıda diyenler  elin etine, sütüne muhtaç ettiler. Yani kısaca Müslüman mahallesinde angus satışları patladı…

Son sekiz yılda  fiyat istikrarını sadece para ve kur politikalarıyla algılayan bir yapı var. Hatta ve hatta açık ve net  gözden kaçan  çok önemli bir şey var:  Üretim. Ve yine gözden kaçırılan çok önemli bir şey var: Üreten kesim. Fazla söze gerek yok.Çünkü bitiyor…

Tamam her şey güzel ve hoş da adama demezler mi? Bu perişanlık içerisinde ekonomik olarak bitap düşmüş insanlar alış veriş yapmıyor mu? AVM ler dolmuyor mu? Araba satışları patlama yapmadı mı?  Bunların hepsi sanal mı?  Hayır. Bunların hepsi doğru.Sapına kadar doğru.

Devlet alacağı vergiye bakar.Yani daldaki elma mı ?eldeki armut mu? Bütün sorun bu.

 1984 yılından itibaren bu vatandaşın yastık altında 100 milyar doları var dediler.Çok şükür artık yok…Öyle ki benzinde oluşan fiyat artışından bile neredeyse suçu “ Allah’a  havale “ edecekler. Efendim havalar soğuk da o yüzden..Sayın Enerji bakanımız öyle açıklama yaptı…

İşte milli geliri artan ülke filminin cevabı burada ;

Sen görmemiş gibi araba satışlarını patlatan bir halk olursan, devletin polisi  de  elinde ota, suya suç bulup cezayı keser. Devlette bu kadar çok araba satıldı. Avrupa’ nın en büyük  otomotiv üretimi burada. Kriz falan terane. En iyi vergi benzinden gelir deyip “Hokus pokus “yapar. Sonrası, bu acı ilacı yutmadan önce milli gelirimiz 15.000 Amerikan dolarını aşmış oldu.

 Kalemler değnek olup;  sihir yapabilen büyücüler eline kalem alırsa ,  kağıt üzerinde zenginleşmek hiç de zor değil…

O zaman bu kadar zenginliğe teşekkürler Türkiye.  Her kimin cebinde varsa ve ceplerinde olacaksa…

Son sekiz yılda nasıl zenginleştiğimizi haftaya anlatacağım…

Hüseyin Hakkı KAHVECİ     ( Anayurt ) 15 Aralık 2010 Çarşamba