Acele’den savaş

Herkes üzerinden uzun bir dönem geçtikten sonra kendi kendisine sormuş.” Yahu Osmanlı birinci dünya savaşına neden girdi.” Bu sorunun cevabı halen soruluyor.

Osmanlı’nın  borçları sebebi ile vergilerine dahi batı tarafından el konulmuştu. Vergi toplama işi DUYUN-U UMUMİYE denilen özerk fakat batılı devletler tarafından yönetiliyordu.

Şimdi duyun-u umumiye yok. Fakat bazı yanları ile çağrıştıran KİT’lerin özelleştirilmesi var.

Osmanlı imparatorluğu demiryolları, tarım arazileri, limanlar, vergi gelirleri, örme tezgâhları dâhil olmak üzere borçlu olduğu devletler tarafından özelleştirilmişti.

Sayın Başbakan Erdoğan’ın  “ Dedem “ dediği Abdülmecit ise belki de Osmanlı’nın tabutuna son çiviyi çakmıştı. Yabancıların mülk edinmesinin önünü açmıştı. Bugün Beyoğlu, Şişli gibi bölgeler yabancılar tarafından yerleşilen yerler olmuştu. Anadolu’da birçok çiftlik kurulmuştu.

Aslında Türkiye, son otuz yıl’da aynı tablo ve benzer süreçleri yaşıyor. Özelleştirme adı altında tesislerimiz, limanlarımız her şey yabancılar tarafından işletiliyor. Denilebilir ki, burada üretim yapıyor ve vergi veriyorlar. Limanlarımız aynı şekilde. Şimdi ise topraklarımız yabancı yerleşimine açılıyor. Bol keseden vatandaşlık dağıtılıyor.

Kuzey Irak bölgesinden kaç yüz bin insan gelerek Osmaniye, Adana, Mersin, Hatay, Urfa, İskenderun ve daha diğer illere vatandaş olmadıkları halde yerleştiler. Sonrasında bu insanlara vatandaşlık verildi mi? diye sorayım. İddia o ki verilmiş. Mesela vatandaşlığa kabul edilenler resmi gazetede yayınlanırken, artık yayınlanmıyor. Neden? Bu soruyu 550 milletvekili rahatlıkla sorabilir.

Cemal Paşa, 1918 yılının baharında, Falih Rıfkı Atay ve Yakup Kadri beylerle, bahriye çatanasına binmiş, Büyük Ada’ya giderken, Yakup Kadri Karaosmanoğlu soruyor. “Paşam, eğer bir sakıncası yoksa lütfen cevap verir misiniz? Biz bu savaşa niye girdik?”

Cemal Paşa derin iç çekmiş ve hiç duraksamadan başlamış anlatmaya:“Maaş ödeyebilmek için girdik! Hazine bomboştu. Maliye Nazırı Cavit Bey ne İngiltere ne de Fransa’dan on para alamayacağımızı söyledi. Duyun-u Umumiye’de, Londra’dan aldığı buyruklar doğrultusunda her ay verdiği iki milyon altın lirayı da kesti. Orduya ekmek alacak paramız yoktu. Durumumuzu bizim kadar iyi bilen Almanlar bize ittifak karşılığı para önerdi. Bunun üzerine de… Olanlar oldu!”

Şimdi  “ Babalar gibi “ Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlıkları satıldı mı? Halen daha özelleştirme devam ediyor mu? Maden arazileri ve tarım arazileri son on yıl’da yabancılara işletmeye verildi mi? Yabancılara mülk edinme yolu mütekabiliyet esası göz ardı edilerek açıldı mı? Ne demişti Bakan Bayraktar “ 128 milyar dolar gelir bekliyoruz.”. Tamam da, satılanlar, verilenler ne oldu? Cevap yok. Vatandaş kredi borçları altında eziliyor mu? Özel sektör maaş vermekte zorlanıyor mu? İşsizlik ve depresyon artışı var mı? Şimdi bu tablo sonucunda çıkan tezkere neden? Çıkmasın mı? Çıksın. Ama adresi belli olsun.Bu sorulara hayır kimse diyemez. Cevap maalesef evet.Hatta “ Yetmez ama evet”.

Bugün sıcak para diye tabir edilen tefeci paraları en çok hangi ülkenin ekonomisine girip çıkıyor. Bizim ülkenin. Ekonomi çok iyi diyenler, önce elinizi vicdanınıza koyun. Her ev borç batağına saplanmış. Nedir bu Mısır sevginiz. 3 milyar dolar kredi açıyorsunuz? Madem para var. O halde millete % 35 ortalamasında zam yağdırdınız. Millet güncellenerek herhalde Mısır’a para gönderiyorlar. Akıl, izan, izahat yok. Necip millet tekrar birilerinin marabası gibi kullanılıyor.

Yüz yıl önce yaşananlar yine tekerrür ediyor. Adım adım sonu belli olmayan bir çöl yolculuğuna çıktık. Gidiyoruz gündüz, gece.

İşte acil tezkere, acil savaş buna denir. Ekonomide patlayacak olan büyük bombanın patlamasını kimse duymasın. Hemen sağa, sola dalalım.

Hüseyin Hakkı KAHVECİ      11 Ekim 2012 Perşembe ( Anayurt )

Hakkında Hüseyin Hakkı Kahveci

Hüseyin Hakkı Kahveci Gazeteci, Yazar, Stratejist, Siyaset ve Terör Uzmanı olarak Free Lance yani bağımsız gazetecilik alanında faaliyet göstermektedir. 19 Kasım 1972 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İlk – Orta ve Lise eğitimini Ankara'da tamamlamış olup 1991 yılında Devlet Bursu ile yurt dışında burslu Tıp eğitimi almıştır. Sonrasında CSU – USA'de İşletme üzerine Üniversite eğitimi sonrasında MD; Master düzeyinde Uluslararası İlişkiler ve Management eğitimi almıştır.

OKUDUNUZ MU?

AK Parti karşı devrim mi yapıyor – 2

GERÇEKTEN HALK NEYİ OYLADIĞINI BİLİYOR MUYDU?  Sayın Başbakan bütçe görüşmelerinde referandumun sonucunu dillendirdi. Fakat halk …